Sevgili okurlar…
Doğu Perinçek Ramazan’ın gelişliyle ilgili olarak yazısına “Hoş geldin mübarek reklam ayı” başlığını koymuştu?
Ülkemizde yaşanan din istismarına, şovlara, reklama yönelik sahte “merhamet dağıtıcılığına” bakınca; yaşanmakta olan rezaleti tüm çıplaklığıyla görebiliyor ve Sayın Perinçek’in tanımına tereddütsüz katılıyorsunuz…
Dinin AKP döneminde olduğu kadar istismar edilip; reklamlara, şovlara ve çıkarlara malzeme yapıldığı bir dönem daha yaşamadı bu ülke!..
İnsanlar dinden soğutulur hale getirildi…
Baştakilerin, çevresindekilerin, iktidarla iç içe olanların zenginliklerine baktığınızda, doğal olarak içinizden şu geçiyor:
“Bu değirmenin suyu nereden geliyor?”
İlahiyatçı Yazar İhsan Eliaçık, Aydınlık’ tan Ülkü Demirtepe’ye vermiş olduğu röportajda önemli açıklamalarda bulundu… (20 Ağustos 2011)
“Dinin artık bir zenginlik gösterisine dönüştüğünü görüyoruz. 100 bin kişiye iftar verdiğini şişinerek söylüyor.
Bunun parasını nereden buluyor?
Bugün Türkiye’de din bir zengin eğlencesine dönüşmüştür.
(…) Kur’an’ nın amacı efendi köle ilişkisini ortadan kaldırmaktır.
Kur’an “Boyundurukları kırın” diyor.
Siz sürekli sadakayla, zekatla insanları geçinmeye alıştırırsanız, zamanla verenler efendi, alanlar da köle olur.
Sen ona verdikçe, o da sana itaat eder.
Lütuf ile karşılığı itaat olan bir döngü oluşur.
Bu din insanı sadaka kölesi haline getirmek için gelmemiştir.
(…) Zenginlik bozuyor (insanı) zaten.
Kokain tedavisiyle uğraşan bir psikiyatr arkadaşım geçenlerde bana,”on milyon doları olup ta kokain almayan kimse yoktur” dedi. (…)
Televizyonlarda, Suriye’nin katliam yaptığına dair konuşmalar oluyor.
İktidar ve cemaat medyasındakiler daha bir dikkat çekici.
Nasıl oluyor da hep bir ağızdan başlıyorlar.
Yemin ederim ki bunlar adalet duygusundan, Allah’a inandıklarından bunu yapmıyorlar.
Haberleri ‘orada zalimler var bu zalimliği ortadan kaldıralım’ diye vermiyorlar.
Büyük güç istedi diye hepsi buradan bangır bangır bağırıyor.
Her şey bundan ibaret.
Ben seni bilmiyor muyum?
Senin ciğerini bilirim.
Sen böyle şeyleri bağıra bağıra konuşabilir misin yani?
Büyük güç istemese, sen Suriye hakkında konuşabilir misin?
Büyük güç işaret ediyor, ‘saldır’ diyor, bu kadar basit.
Dünyanın başka yerlerinde de zulüm var, niye onlar hakkında konuşmuyorsun?
Zaman Gazetesi’nde Samanyolu Televizyonu’nda Amerika aleyhine tem bir kelime var mı?
Dünyanın kurtarıcı meleği mi bu Amerika? Nasıl oluyor?”
FENER SÖNDÜRÜYOR MU?
Cemaatçi gazeteler, ABD hakkında tek kelime yazamazken, “Deniz Feneri Faciası” konusunda da, kalem oynatamıyorlar.
Dini sömürü malzemesi yapan; sözde din, Allah, kitap, iman goygoyculuğu ile beyinleri yıkamayı başaran bu takım; asrın dinci soygunu “Deniz Feneri Faciası” karşısında; Allah, kitap, iman kavramlarını hiç hatırlamıyor, bu konuda aslanlar gibi(!) sessiz kalmaya devam ediyor… Sevsinler sizi…
Beklenen oldu.
Deniz Feneri savcıları HSYK kararıyla görevlerinden alındılar.
İşi gereğine göre yürütecek “ehil”, “işi bilir”, “tarafsız” “AKP güdümünde olma olasılığı bulunmayan” savcılar görev başına getirildiler…
Bu durumda:
Ülkede tarafsız ve gerçek vicdan sahibi tek bir kişi ortaya çıkar da;
“yapılan işlem doğrudur, yeni atamalarla adalet hiç şüpheye mahal kalmadan, vicdana uygun gerçek şekliyle tecelli edecektir…” diyebilir mi?
On tane vicdanımız olsa, biri bile yapılan bu işlem karşısında “isyan etmeden”
sessiz ve çırpınışsız kalamaz!..
Yeni atanan hukuk adamları sayesinde, “soygun”un failleri durumunda olanlar; tutukluluktan ve daha sonra cezadan kurtulursa; bunun normal ve vicdani bir karar olduğuna inanabilmek mümkün mü?
Davanın “çok önemli kişilere” kadar uzanacağı söylentisi ve beklentisi toplamda yaygın kanaat haline gelmişken; savcı değişikliği, (dere geçerken at değişikliği) şeklinde ki HSYK tasarrufunun, vicdanları isyan ettirmemesi mümkün mü?
Son söz:
Hz. Muhammed ne demişti?
“Bir kimse ile münasebet kurmadan önce sakın onun ibadet ve takvasına bakmayın. Onun sikke ve dinar (Para pul) ile olan münasebetlerine bakın”
Kısaca, hırsızlığı, soygunu koruyor, ona sahip çıkıyorsan, günde bin rekat namaz kılsan boşunadır. Yüce Allah’ı kandıramazsın… Tabi insanları da…
BURHAN ÖZBEY