Sahte demokrasi ve plasebo etkisi - Haber 1Haber 1

Sahte demokrasi ve plasebo etkisi

04 Aralık 2012 - 15:45

ABONE OL

Plasebo etkisini duydunuz mu hiç ?

Özellikle tıpta kullanılan bu kavram, olumlu olduğuna inanılan bir sahte tedavi yönteminin hastaları iyileştirici etkisine denir. Hasta, tedavinin sahte olduğunu bilmez. İyileşeceğine inanarak vitamin hapı
bile içse onun psikolojisiyle “iyileştim” der. Plasebo etkisi budur.

Demokrasinin kendisi de toplumlar üzerinde gerçek bir plasebo etkisi yaşatır. Eğer toplumda bir çoğulculuk, bir sivilleşme, bir çok sesli kültür yoksa demokrasinin kurum olarak yerleşmesi mümkün olamaz. Irak’ta veya Libya’da yaşandığı gibi…

Libya’da ABD Büyükelçisi’nin öldürülmesinden sonra Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın açıklaması şaşkın bir çocuğun sızlanmasından farksızdı. “Bu olayın, özgürleştirdiğimiz bir ülkede olması çok
şaşırtıcı” dedi Clinton… Kaddafi’nin gitmesiyle Libya’nın derhal özgürleştiğini sanarak…Hatırlayın lütfen, Afganistan’da Taliban rejiminin devrilmesinden sonra bizim medya dahil pek çok ülkenin
gazetelerinde “Afgan kadını burkayı attı, özgür oldu” diye koca koca haberler çıkmıştı. Afganistan’da burkanın geleneksel bir giysi olduğunun bile farkında değillerdi. Ne burkanın çıkarılmasıyla, ne Kaddafi veya Saddam’ın devrilmesiyle özgürlük gelir…

Meşrutiyetten beri çok partili demokrasiyle yönetilen Türkiye bile yeterince özgürleşmemişken, tamamen kabile mantığıyla, tek adamın zihniyeti ve silah zoruyla yönetilen ülkeler bir gecede nasıl
özgürleşebilir ? Bu tür ülkeler için demokrasi sözü ancak “plasebo etkisi” yapabilir.

Yerleşmiş bir siyaset kültürü, bir hukuk devleti anlayışı, hür medya ve sivil toplum örgütleri bir gecede oluşacak şeyler değildir. Üniversiteler ve aydınlar bir ülkenin entellektüel vicdanıdır. Batı ülkelerinde tüm bu kurumlar yüzyıllar boyunca verilen mücadelelerle oluştu. Ortaçağ’da Avrupa’daki ekilebilir toprakların yüzde 60’ı kilisenin malıydı. Tüm iktidar ruhban sınıfına aitti. Krallar ve ulus devletler zamanla güçlenip laikleştiler. Bunu yaparken kendi toplumlarının ve ekonomilerinin dinamiklerine yaslandılar. Vergi veren vatandaşların paralarını takip etmesi sonucu bir “hesap verme” kültürü oluştu. Geçmişte binlerce Avrupalının din adına canını alan kilise yönetimindeki engizisyon mahkemesi saçmalıkları, hukuk devletinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Vatandaşı devlete karşı koruyan bir liberal hukuk Avrupa’nın insan haklarını oluşturdu. Ortadoğu ise hala geri kalmış bir kültürü yaşıyor. Üzülerek söylüyorum ki İslam dünyası hala gerçek bir demokrasiden, özgür bir ekonomiden çok uzakta. Liberal devlet ne Irak’a, ne Libya’ya, ne Sudan’a, ne Suudi Arabistan’a ne de diğerlerine uğramış değil. Hepsinde tek adam diktası ve kuru kalabalıklar düzeni hakim.
“Arap baharı” diye bir yanılsama herkeste bir plasebo etkisi oluşturmuş. O kadar. İnşallah gerçek tedavi geç de olsa İslam dünyasına hakim olur.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.