Türkiye’nin hedefi sağlık turizm destinasyonu olmak ama nasıl? (1)

01 Mayıs 2014 - 18:05

ABONE OL

Dünyada özellikle son 20 yıldır büyüyen sağlık turizminin trendi artıyor. Özellikle bazı ülkelerde hızla büyüyen bir sektöre dönüşen (Medikal, Termal & Spa, Alternatif Tıp olarak 3 bölümde incelenmeli) sağlık turizmi; tüketiciden, üreticiye herkesin dikkatini cezbediyor. Zihin, ruh veya bedeni tedavi etmek amacı ile bulunduğunuz ülkeden, hatta şehirden farklı bir yerde tedavi olmak için seyahat etmek sağlık turizmi olarak tanımlanıyor. Bu tanıma göre sadece ülkeler arası değil, ülke içinde şehirlerarasında da ”yurtiçi sağlık turizmi” yapıyoruz aslında.

Sağlık turizmi perspektifinden baktığımızda; Türkiye’deki bazı illerin önceliği yurtiçi sağlık turizmine, bazılarınınki yurtdışı sağlık turizmine yöneliktir. Peki ülkemiz sağlık turizminde iyi bir destinasyona dönüşmek için nasıl bir stratejiyle hareket etmeli? Öncelikle kısa/uzun vadeli stratejik planlamalar yapılmalı. İlk adım; Stratejimizi belirlemek.

Belki henüz tam olarak farkında değiliz ama ülkemizdeki her il, dünya vatandaşları için öncelikli sağlık turizm destinasyonu potansiyeli taşıyor! Marifet, bu avantajları fırsata çevirebilmekte saklı. Geçen ayki yazımda belirttiğim üzere; teknolojinin baş döndüren hızla ilerlediği, sınırların ortadan kalktığı, dünyanın bir ucundaki vatandaşın herhangi bir ihtiyaç için binlerce kilometre uzaktaki diğer bir ülkeden her türlü hizmeti satın alabildiği çağda yaşıyoruz. Tüketicinin böylesine global araştırmalar yaptığı süreçte siz, kalitenizle fark yaratabiliyorsanız kazanan oluyorsunuz.

SAĞLIK TURİZMİ 5 KAT FAZLA KAZANDIRIYOR
Sağlık turizminin ciddi büyüme potansiyeline sahip olması, sağlık hizmetlerinde ihracatı arttırmak isteyen ülkelerin iştahını kabartıyor. 2013 yılında The George Washington Üniversitesi ve Medikal Turizm Derneği Amerika’nın birlikte yürüttüğü araştırma raporu; her bir medikal turizm hizmeti alan kişinin turizm gelirlerinin, en az 5 katından fazla ülke ekonomisine katkı sağladığını ortaya koydu. Bir başka anlamda sağlık turizminde harcanan tutar, bilinen klasik turist harcamalarının 5 katına ulaşıyor. Bu nedenle ABD’den, Asya bölgesine kadar birçok ülke bu alanla özel olarak ilgileniyor. Amerika, sağlık hizmetlerindeki yüksek ücret ve talep fazlası sebebiyle sağlık turizminde ilk sırada yer alıyor. Asya bölgesi ise son yıllarda tedavi, altyapıda sunduğu yüksek kalite ve diğer bölgelere nazaran düşük fiyatlı hizmetleri nedeniyle pazarda öne çıkmayı başardı. Sağlık turizmindeki tercih nedenlerini irdelediğimizde karşımıza çıkan hususlardan biri de, coğrafi yakınlık ve kültürel benzerlikler oluyor. Brezilya ve Meksika’nın en çok ABD’den gelen hastaları tedavi etmesi bu gerçeği yansıtıyor.

ASYA BÖLGESİ SAĞLIK TURİZMİNDE ÜS OLUYOR
Amerika’nın ardından Asya bölgesinde; Tayland, Hindistan, Singapur, Malezya, Tayvan ve Güney Kore öne çıkıyor. Özellikle batı Avrupalılar, kozmetik ameliyatlar için en çok Asya bölgesini tercih ediyorlar. 2003 yılında Singapur Sağlık Bakanlığı’nın desteği ve yönlendirmesi ile 3 devlet kurumunun (Ekonomik Kalkınma Ofisi, Turizm Ofisi ve Uluslararası Girişim Kuruluşu) birlikte oluşturduğu SingapurMedicine ortaklığı, Singapur’un Asya kıtasındaki en üst düzeyde sağlık tedavisi sunan ve pastanın en büyük kısmına sahip olan ülke konumuna gelmesini sağlıyor. Güney Kore, 2015 yılında 300.000 yabancı hastayı tedavi etmeyi hedefliyor. Sağlık turizmine büyük önem veren ülkede, 28-30 Mayıs tarihlerinde Seul’de ”Medical Korea 2014” Kongresi düzenlenecek. G. Kore Sağlık Bakanlığı’nın davetlisi olarak benim de, konuşmacı olarak yer alacağım Kongre’de sağlık turizminin geleceği masaya yatırılacak.

SAĞLIK TURİZMİNDE AVRUPA FIRSATI
Avrupa kıtasında, sağlık turizmini henüz devlet politikası haline getirebilmiş bir ülke yok. Avrupa Birliği ülkeleri, Ekim 2013’te AB vatandaşlarının tüm sağlık ihtiyaçlarını giderebilmeleri amacı ile EU Directive on Crossboarder Healthcare (Avrupa Birliği Sınır Ötesi Sağlık Hizmetleri) direktifi yayınladılar.
Bu direktifin amacı: Avrupa Birliği vatandaşlarının başka bir AB ülkesinde tedavi olmayı seçebilmesini içeriyor. Fakat asıl amacın; İngiltere sağlık yatırımlarının, vatandaşlarının sağlık hizmet talebini karşılayamamasıdır. Bu düzenlemeyle AB yasaları gereği zaten var olan haklar, rekabet ve takip sistemi içerisine alınmış oldu.

Avrupa Birliği ülkeleri, sağlık sektöründe benzer sorunlar yaşıyor. AB’nin bu sorunları kendi içinde çözme şansı şimdilik zayıf. AB, bu sorunu ancak farklı ülkelerden daha kaliteli ve güvenilir sağlık hizmeti almakla çözebilir. Bir başka değişle sağlık turizminde, doğru ülkeden hizmet almaya ihtiyaç var. Söz konusu hizmetleri bu kıtada sunacak alt yapı, ileri teknoloji ve hizmet kalitesi Türkiye’de mevcut. AB vatandaşları, beklemeden ve üstün hizmet anlayışı ile dünya standartlarında sağlık hizmetini ülkemizdeki uluslararası akreditasyonlara sahip kurumlardan temin edebilir. Türkiye bu fırsatı iyi değerlendirmeli. Kamu ve özel sektör temsilcileri demeçlerinde; 2023 Türkiye sağlık turizmi hedefini, 2 milyon yabancı hasta ve 20 milyar dolarlık döviz girdisi olarak açıklıyor. Evet bu hedef gerçekleşebilir ve Türkiye sağlık turizminin parlayan yıldızı olabilir! Ancak asıl soru şu: Peki Türkiye’nin bu hedefe ulaşabilmesi için yol haritamız ve stratejimiz var mı?

Önümüzdeki ay yazımın devamında buluşana kadar sağlıkla ve sevgiyle kalın.