Yüzlerce internet sitesinde onlarca köşe yazarı küme küme öbek öbek bir yerleri işgal etmiş durumda…
Yazarlık artık meslek ya da ciddi bir uğraş değil, herkesin yapabileceği bir hobi olarak algılanır ve uygulanır oldu. Yaz da ne yazarsan yaz!..
Amatörler iç boşalması için, profesyoneller birbirlerinin gözünü oyarak ve patronların gönlünü hoş ederek tatlı paralar kazanmanın hesabı içinde yazıyorlar…
Pek çoğu iktidara biat etmiş durumda…
Ayda 30-40-50 bin (milyar) lira gibi maaş alan bu yazarların, inançlı olarak, cesaretle ve samimiyetle gerçek anlamda halktan yana yazılar yazmasını bekleyebilir misiniz?
Geçtiğimiz günlerde Hürriyet’in tanınmış yazarı Ertuğrul Özkök, bir yazısında yerinde tespit yapıyordu.
Yakın gelecekte, ünlü yazarlardan söz ederek; “bizlerin yerlerimizi köşelerimizi koruyabilmemiz kolay olmayacak…” şeklinde bir değerlendirme ve yorumda bulunuyordu ki, haklıydı…
Peki… Herkes yazıyor da göreceli olarak ne kadar yazı ve yazar okunabiliyor?
Ukalaca bir tespit ve tahminde bulunmak istemiyoruz ama inanıyoruz ki, yazılanların yarısından fazlasının, yüzde 60 – 70’inin ya hiç okunmadığına ya da çok az okunduğu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Kimi internet sitelerinde 30-40’ı bulan yazar sayısı görüyoruz.
Rahatlıkla söyleyebiliriz ve iddia edebiliriz ki; 2-3 yazardan fazlası ya hiç okunmuyor ya da çok az okunuyordur.
Ancak, okurun alıştığı, üslubunu beğendiği, özellikle yazdıklarının samimiyetine inandığı, şahsına güven duyabildiği yazarların okunduğunu söylemek doğru bir tespit olur…
Okunmama da ya da çok az okunmada önemli bir neden de, piyasada aramadığınız kadar çok sayıda yazar ya da yazar geçinenin olması…
Bakıyorsunuz yerel boyutta yayın yapan bir internet sitesinde, o kentte yakından tanıdığınız, sokakta sıkça gördüğünüz çeşitli meslekte ki kişiler, köşe yazarı olarak karşınıza çıkıyor.
Hem de bir sitede sayıları 15-20-30’u bulacak kadar?
Sınırlı zamanı olan insanlar bunlardan hangisini okuyabilir ki?
Tatsız bir örnek vermek istiyoruz:
Kapısına çanta içerisinde 600 bin lira gibi bir paranın gizli saklı teslim edildiği tespit edilen ve bu paranın neden kendisine gönderildiğini açıklamayan ünlü bir köşe yazarını(hatırlayınız), bir daha okur musunuz?
Onun faziletten, dürüstlükten dem vuran yazılarına itibar eder misiniz? Yazdıklarıyla yaşamı ve eylemleri çakışmayan hokkabazları yazar diye sayıp yazılarına göz atar mısınız?
Öbür yandan, AKP’nin iktidar olmasından sonra ülke halkı gibi maalesef necip Türk basının da ikiye bölündüğü bir gerçek…
Bir tarafta mütareke basını konumunda olduğu iddia edilen yandaş medya, öbür yanda sayıları üçü beşi geçmeyecek derece azalan ulusalcı ve Atatürkçü gazeteler ve bir iki televizyon…
İktidar yanlısı olan (biatçı) yazarların ve gazetelerin, ülke yararına hareket ettikleri yönündeki ideolojilerinin, çıkarlardan soyutlanmış çabalar olduğuna inanabilir misiniz?
Bunların tek amacının rant ve tatlı kazançlar sağlamaktan öteye gitmediğini söylemeye ve hatırlatmaya gerek var mı?
Ulusalcı gazetelerde ki millilik ruhu, cumhuriyete ve Atatürk ilke ve devrimlerine, hukuka ve demokrasiye bağlılık gibi kutsal değerleri biatçı basında aramak abesle iştigaldir…
Bölücülere, kapitalizme, emperyalizme karşı mücadele eden gerçek vatansever kalemlere, arka çıkmamak ve yaşanmakta olan haksızlıklara, baskı ve teröre karşı kabuklara çekilip sessiz kalmak, demokratik mücadelede yurttaşlar olarak arkalarında durmamak en büyük gaflettir…
BURHAN ÖZBEY