Bu düzen var ya…
Uzun sürmeyecek…
Göreceksiniz er geç bitecek…
Bugün olanlara, bu dönemde yaşananlara adı gazeteci ya da köşe yazarı
diye geçen, işadamı patronlarının kuyruklarına takılmış kimi
uyanıklar, dönekler, yağcılar, yalakalar, yüzsüzler, çıkarcılar ve
kemik yalayıcılar var ya, bir zaman gelecek rezil rüsva olup insan
paçavrasına dönecekler…
Ülkede adalet paramparça olacak…
Yargı neredeyse tümüyle siyasi iradenin yönetimine girecek…
Görkemli adalet saraylarının içerisinde, “adalet” fenerle aranacak..
Onlarca, yüzlerce gazeteci, akademisyen, asker ve her kesimden
insanlar, suçlarının ne olduğunu bilmeden, cezaevlerine çürütülecek…
Yürekli, vatansever, demokrat, Atatürkçü gazetelerin yöneticilerinin
evlerine, işyerlerine sürekli baskınlar yapılıp, hayali belgeler
aranacak…
Toplumun her kesiminde insanlar, telefonlarının dinlendiğinden şüphe
ederek, korku paranoyaları içerisinde günlerini geçirecek…
Yandaşların, iktidara yakınların işlediği “fenerli suçlar(!)”,
milletin gözünün içine baka baka kapatılmaya çalışılacak, tutukluları
salınacak…
Sen gazeteci olarak…
Sen köşe yazarı olarak…
Sen televizyoncu olarak…
Olup bitenler karşısında:
Susacak…
Sinecek…
Sütre gerisinde yaşananları seyredeceksin…
Sonra da adın anlı şanlı gazeteci ya da köşe yazarı olacak.
Öyle mi?
Utanmaz adam!
Rezil yalaka!…
Onursuz kişi!…
Bugün düzeniniz, dümeniniz iyi tabi…
Patron kuyruğuna yapışıp, 10- 20 -30- 50 binlik ve daha fazla
aylıklara imza atıp, patron plazalarında ki süper yaşamlarınızı
sürdürüyorsunuz…
Sizi enterese eder mi bir “AYDINLIK” gazetenin genel müdürünün, diğer
yöneticilerinin, yazarlarının, muhabirlerinin bir bir içeriye
tıkılmaları, haksız yere suçlanmaları, baskı ve tehdit altında
tutulmaları?…
Siz keyfinize bakın…
Kaliteli şaraplar içip, lüks lokantalarda kaliteli lezzetlerle
damaklarınıza bayram ettirmeye sürdürün…
Pahalı rugan ayakkabılarınızla, kırmızı halılar üzerinde yürümenin
ayrıcalığında,
Ayağınız toza dahi değmeden, pahalı arabalarınıza ulaşın…
Sevgili okurlar:
Şaşırmayın, abarttığımızı sanmayın…
50 bin lira aylık alan gazeteciler, televizyoncular var bu ülkede…
Asgari ücretin 630 lira olduğu ve bu ücrete ya da biraz üstüne talim
eden en az 4-5 milyon çalışanın olduğu bir ülkede; bırakın 50-75-100
bin liraları, ayda 20-30 bin lira gibi aylığın bile, bir gazeteci ve
köşe yazarının cebine girmesi; normaldir denebilir mi?
Girerse ne olur?
Bunların tamamı istisnalar hariç, hiçbir zaman halktan yana olmaz…
Basının, onuru kutsiyeti konusunda kılını kıpırdatmaz…
Milletten pek çok gerçek gizleniyormuş umurlarında olmaz…
İktidarların yediği haltları görmezden gelir…
Meslektaşları, faşist iktidarlar tarafından cezaevlerinde
tüketiliyormuş onları hiç mi hiç ırgalamaz…
Ve düzenin, siyasi iradenin hiç tartışmasız bir numaralı iğrenç,
çıkarcı yalakası “demirbaş yağcısı” olurlar…
Ama…
Bu düzen var ya…
Çok uzun sürmeyecek…
Bir zaman gelecek bitecek göreceksiniz…
Çünkü…
Gücünü haktan, hukuktan, adaletten almayan hiçbir siyasi iktidar, uzun
süre ayakta kalamaz… Kalmamıştır…
Çanlar çalmaya başlayınca, önce kendi içerisinde ki “kahramanlar”
çıkar ortaya “ben hiç bir zaman baştakine biat etmedim” diye dünya
aleme açıklamalarda bulunur…
Sonra çorap söküğü gelir…
Ve tarih tekerrür eder!…
BURHAN ÖZBEY