Firmalar İşe Alırken Nasıl Bir Süreç İzliyorlar? - Haber 1Haber 1

Firmalar İşe Alırken Nasıl Bir Süreç İzliyorlar?

06 Mart 2012 - 10:25

ABONE OL

Türkiye’de İşletmeler İşe alma kararlarını nasıl veriyorlar ?

Türkiye’de genel anlamda işsizlik, özel olarak da genç nüfustaki işsizliğin önemi malum. TÜİK’in (2009, 2011) raporları genç nüfustaki işsizlik oranının genel işsizlik oranından çok daha yüksek olduğunu, mevcut işsizler içerisinde lise ve üniversite mezunu oranının %35 olduğunu göstermektedir.

Peki… ülkedeki genç nüfusun iş bulamaması veya bulma sürelerinin uzaması ya da niteliklerine göre doğru işe yerleşememelerinin sebebi nedir?

Tubitak destekli olarak bu soruya cevap arayan bilim adamları bakın nasıl sonuçlara ulaştılar.

Şöyle bir iddia var… Özel sektörde faaliyet gösteren birimler meğer “sosyal sermaye oluşturma” çabası içindeymişler…

“Sosyal Sermaye Oluşturmak”!

Kısaca ve basit bir şekilde size açıklayayım. Bildiğiniz üzere ben bilimsel sözlerden hep uzak duruyorum. Çünkü bilimsel terimleri kullanmak beni sizlerden uzaklaştırıyor. Ama tabi ki bu çalışmayı yapan bilim adamları olayın bilimsel anlatımını yapıyorlar.

Sosyal Sermayeniz varsa işe daha kolay giriyorsunuz… Yani sizi alacak olan şirket eğer o şirketin ihtiyaç duyduğu ilişkilerini geliştirmesine katkıda bulunacağınızı anlarsa sizi işe alıyor. Bilim adamları şöyle diyorlar;

“Birey, grup ya da örgütlere fayda sağlayabilecek ya da fayda sağlama olasılığı olan sosyal ilişkiler olarak tanımlanan sosyal sermaye, iş hayatında firmaların istihdam kararlarını etkileyebilecek önemli sonuçlar ortaya çıkarabilir. Bu sonuçlardan en önemlisi, firmaların niteliklerinden ziyade gerekli bağlantıları sağlayabilecek adayları istihdam etmeye yönelmesidir. Böylece firmalardaki değişik kadrolar için ideal olan adaylar yerine; güçlü bağlantılar kazandırabilecek önemli bir bürokrat, politikacı veya işadamının bir yakınının istihdam edilmesi tercih edilebilecektir. Bu durum, iş arayanların bireysel bağlantılarını kullanarak iş bulmaya çabalamalarına; işverenlerin ise, çoğunlukla kurum içi ve kurum dışı aktörlerin yönlendirmelerine öncelik vermelerine neden olabilir. Bu araştırmada Türkiye’deki örgütlerin sosyal sermayelerini artırma amacıyla istihdam süreçlerini bir araç olarak kullanmalarının nedenleri incelenmiştir.”

Bu araştırma, TÜBİTAK destekli olarak Başkent Üniversitesi’nde Doç. Dr. H. Cenk Sözen, Doç. Dr. Demet Varoğlu, Yrd. Doç. Dr. H. Okan Yeloğlu, Doç. Dr. H. Nejat Basım, Prof. Dr. Abdülkadir Varoğlu ve Prof. Dr. Korkut Ersoy’dan oluşan bir proje ekibi tarafından yürütülmüştür. Bir yıl süren araştırmada İMKB 100 listesi temel alınarak 18 ilden aralarında Türkiye’ nin en köklü ve en büyük kuruluşlarının da bulunduğu 158 firmanın insan kaynakları bölümleri ve personel birimlerinin yöneticileri ile görüşülmüştür. Ayrıca, söz konusu firmalarla ilgili değişik kaynaklardan ikincil veri taraması da gerçekleştirilmiştir. Saha araştırmasında konuyla ilgili doktora ve yüksek lisans çalışmalarını sürdüren öğrenciler görev almıştır.

Çalışmada Dikkat Çeken Tanımsal Bulgular

– Araştırma kapsamındaki firmaların insan kaynakları faaliyetleri incelendiğinde, bu firmaların en fazla işe eleman arama, seçme ve eğitim verme konularında dış kaynaklardan yararlandıkları (anılan konularda uzman firmalardan hizmet aldıkları) görülmektedir.

– İnsan kaynakları ya da personel birimlerinde çalışanların çoğunun lisans düzeyinde eğitime sahip oldukları (%68) ancak, bu kişilerin %34’ünün konuyla ilişkili eğitim aldıkları anlaşılmaktadır.

– Mezunları en çok tercih edilen üniversiteler içinde ODTÜ (%21), İTÜ (%16) ve Boğaziçi (%10) ilk üç sırada yer almaktadır. Belirli üniversitelerin tercih edilme nedenlerinin dağılımı incelendiğinde; eğitim kalitesi (%21), teknik üniversiteler olmaları (%21) ve yabancı dile ağırlık vermeleri (%17) gibi nedenler ön plana çıkmaktadır.

Çalışmada Dikkat Çeken İlişkisel Bulgular

– Firmaların yaşları arttıkça sosyal sermaye oluşturma eğilimleri azalmakta, çoğunlukla nitelikli adayları firmaya kazandıracak istihdam anlayışları hakim olmaktadır. Ancak, araştırmanın bir başka aşamasında yönetim kurulu üyeleri üzerinde gerçekleştirilen bir sosyal ağ analizi, genelde yaşlı olan firmaların ilişkileri güçlü olan yöneticileri istihdam etme yönünde eğilim gösterdiğini ortaya çıkarmıştır. Bu iki bulgu birlikte yorumlandığında ilerleyen örgütsel yaşla beraber kurumsallaşmanın da etkisiyle firmaların orta ve alt kademede nitelikli insanların işe alınmasına önem verdiği, örgütlerdeki sosyal sermaye oluşturma eğiliminin ise stratejik düzeye doğru kaydığı ifade edilebilir.

– Araştırmada firmalardaki insan kaynakları veya personel birimlerinin yapılanma biçimlerinin sosyal sermaye oluşturma eğilimleri üzerindeki etkisi, incelenen bir başka konudur. Bu birimlerin başta işe eleman alımı ve diğer kararları üst yönetimden bağımsız verebilmesi ve birimlerde çalışanların yüksek düzeyde eğitime sahip olması, beklenenin aksine istihdamda sosyal ilişkilere ağırlık verilmesi durumunu azaltmamakta, tersine artırmaktadır. Bir başka ilginç bulgu, insan kaynakları faaliyetlerinin başka firmalardan hizmet alma yoluyla karşılanmasının, genel olarak bu eğilimi azalttığını göstermektedir. Araştırma sonuçları, İK ya da personel birimlerinin varlığının firmalara meşruiyet kazandırmaktan öteye geçmediğini düşündürmektedir.

– Araştırmanın bir başka boyutuyla firmanın çevreyle olan ilişkilerinin sosyal sermaye oluşturma eğilimi üzerindeki etkisini ele almaktadır. Bulgular devlete ve tedarikçilere bağımlılık ile çevresel belirsizliğin artmasının çevreyle kurulacak sosyal bağların önemini de artıracağını göstermektedir. Firmalar devlete ya da başka firmalara bağımlı olduklarında bu ilişkileri iyi yönetebilmelerini sağlayacak bağlantıları kazandırabilecek adayları istihdam etmeye yöneleceklerdir. Bu noktada adayların işe alınması sürecinde bağımlı olunan taraflarla sahip oldukları ilişkileri belirleyici olacaktır.

– Araştırma kapsamındaki firmalar, nitelikleri ne olursa olsun, güvenmedikleri adayı işe almayacaklarını belirtmişlerdir. Ayrıca, kurum içi referansların da işe eleman alma sürecinde etkili olduğunu da vurgulamışlardır. Gerçekleştirilen ilişkisel analiz sonuçları ise, firmalarda kıdemli çalışanların sayısı arttıkça sosyal sermaye oluşturma eğiliminin de yüksek olacağını göstermektedir. Bu üç bulgu beraber ele alındığında, firmaların dışarıya kapalı güvene dayalı bir ortam oluşturmak amacıyla çoğunlukla çalışanların yönlendirmelerine öncelik verdikleri anlaşılmaktadır. Bu durum firmaların işe eleman arama amacıyla ilan verme gibi bilinen yöntemlere daha az başvurmalarına neden olabilecek ve herhangi bir sosyal bağa sahip olmayan gençlerin iş bulma çabalarını olumsuz etkileyecektir.

Gerçekleştirilen TÜBİTAK araştırmasının genel sonuçları ve politika yapıcılar için önerilerini de okumak isteyenler aşağıdaki kitabı satın alabilirler. Bu kitapta hiç bir ticari amaç yok. Zaten fiyatı 8 TL. Bunun hepsini yazarlara verseler yazar başına 600 TL düşüyor. Yazarlar bu konunun duyurulmasının çok çok önemli olduğunu ve gençler iş ararken çok önemli bulgulardan yararlanabileceklerini belirttiler. Ellerine sağlık. Çok iyi bir çalışma olmuş. Özellikle iş arayanların mutlaka okuması gereken bir kitap ve önemli bir boşluğu dolduran bir çalışma olduğunu belirtmeliyim.

Yazarlar: Doç. Dr. H. Cenk Sözen, Doç. Dr. Demet Varoğlu, Yrd. Doç. Dr. H. Okan Yeloğlu, Doç. Dr. H. Nejat Basım, Prof. Dr. Abdülkadir Varoğlu, Prof. Dr. Korkut Ersoy

Yayınevi: Siyasal Kitabevi

ISBN: 9786055782979

Basım Tarihi: Şubat 2012

Sayfa sayısı: 150

Fiyatı: 8 TL

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.