Merkez Bankası’nın gizli gündemi - Haber 1Haber 1

Merkez Bankası’nın gizli gündemi

26 Temmuz 2011 - 10:59

ABONE OL

Yeni bir haftaya başlayacağız ve şu an saat 03:23. Dow future’ları bu saatte yüzde 1 aşağıda bulunuyor. Hemen ABD’deki finans sayfalarına giriyorum. Obama, alınacak olan borç limiti artırma kararını veto edebilirmiş. Cumhuriyetçiler kısa vadeli bir borç limiti artırma konusunda israrcı olurken, Obama eğer 2013 sonuna kadar olmazsa kararı veto ederim demiş. Ben okuduğum haberlerden bunu anladım. Yani yine stresli bir haftaya başlıyoruz.

Geçen haftaki gündem Avrupa borç krizinin çözümü olmuştu, bu haftanın gündemi de herhalde ABD borç tavanı çözümü olacak. Eninde sonunda anlaşma olacak. Ama bu anlaşma olsa da ardından not düşürme işlemi gelebilir. Çünkü bu derecelendirme kuruluşları eğer orta vadede bu bütçe açıklarının hangi tasarruf ve gelir artırıcı tedbirlerle önleneceğini görmezlerse, anlaşma olmasına rağmen not düşürebilirler.

Her neyse… stresli bir haftaya başlarken, borsamız geçen hafta dünyanın en çok kaybettiren borsası oldu. Halbuki ben de Yunanistan krizi çözülüp de tam 59.500 seviyesinden yukarı dönüldüğünde, hacimli bir şekilde yükseliş başlayıp endeks 60.500 civarına geldiğinde alım önermiştim. Sonrasında ise endeks 59.850 civarından kapanış yaptı.

NEDEN?

Merkez Bankası’nın PPK toplantısı sonrasında açıklamaları vardı. Faizler olduğu gibi bırakıldı. Bu zaten bekleniyordu. Ama daha da ilginç şeyler söyledi. Merkez Bankası çok ciddi bir şekilde global kriz bekliyor. Bu yüzden de ileride genişletici para politikası bile uygulamak zorunda kalınacağından bahsediyor. Buna da itirazım yok. Perşembe günü yapılan açıklamalar sonrasında, Cuma günü ayın Erdem Başçı Denizli’de konuştu. Bu konuşmada aynen şunları söyledi;

*Türkiye ile ilgili konuşulan tek risk unsuru cari açık

*İkinci çeyrekte bir önceki çeyreğe göre sıfıra yakın bir büyüme öngörüyoruz, ithalattaki artış durdu, Nisan’dan itibaren enerji dışı ithalat düşmeye başladı

*İkinci çeyrekte net ihracatın bir önceki çeyreğe göre büyümeye artı katkı yapmasını bekliyoruz

*Türkiye’nin durumu şu anda iyi, biraz fazla mı iyi diye bakıyoruz

*Hem büyümenin sağlıklı ilerlemesi, hem finansal istikrar açısından Türkiye ekonomisi geçmişle karşılaştırılamayacak kadar iyi

*Türkiye dış şoklara karşı geçmişe göre çok daha dayanıklı

*Haddinden fazla endişelenmeye gerek yok, durumu yakından izliyoruz, çeşitli senaryolara karşı hazırlıklarımız var

*Enflasyon hedeflemesi kesinlikle devam edecek

*2. çeyrekte net ihracatın bir önceki çeyreğe göre büyümeye artı katkı yapmasını bekliyoruz; 3. ve 4. çeyrekte bu katkı artarak devam edebilir

*Enflasyon hedeflemesi aynen yürürlükte, daha fazla araçla enflasyonla mücadele ediyoruz

*Finansal istikrar açısından da TCMB’nin üzerine düşenin azamisini yapmaya çalışıyoruz

*Dün AB liderlerinin aldığı kararlardan sonra kriz bugün o kadar yakın görünmüyor

*Büyüme beklentileri hâlâ artıda ama küresel ekonomide yavaşlama riski 3 ay öncesine göre daha fazla

*Cari açık son çeyrekten itibaren düşmeye başlayacak. IMF’nin cari açık tahminleri bizim tahminlerimizden daha yüksek biz daha düşük tahmin ediyoruz ama rakam vermiyoruz

Bu konuşmada dikkatinizi çekmişse, bazı kısımları kırmızıya boyadım. “Enflasyon hedeflemesi kesinlikle devam edecek” deniliyorsa, demek ki enflasyon hedeflemesine ara verilmiş olduğunu anlıyoruz.

“*Enflasyon hedeflemesi aynen yürürlükte, daha fazla araçla enflasyonla mücadele ediyoruz” sözünün tam olarak tefsiri nedir?

Cevap vereyim;

“Aslında enflasyon hedeflemesinde faizin kullanıldığını ve en etkin aracın faiz olduğunu biliyoruz. Fakat Hükümetimizin emri var ve faizleri yükseltmek gibi bir seçenek zaten elimizden alındı. Biz eskidenki gibi ÖZERK falan değiliz. Bu yüzden daha fazla araçla enflasyonla mücadele ediyoruz.”

***

Nomura bundan yaklaşık iki ay önce bir rapor yazmıştı. Merkez bankası ile yaptıkları görüşme sonrasında Merkez Bankası’nın kurların yükselişinden rahatsız olduğunu ve bu konuda önlem alacağını belirtmişti. Merkez Bankası demek ki böyle bir izlenim vermişti. Fakat kurlar 1.70′lere geldi. Döviz alım ihaleleri devam ediyor. Yani kurların artmasından aslında MB rahatsız değil.

Faizler kur üzerinde baskı kurmak veya iç talebi kısarak cari açığı azaltmak ve tasarrufları artırmak amacıyla asla kullanılmayacak. Çünkü yasaklandı.

Ama cari açığın da önlenmesi lazım. Cari açığı önlemek için iştahla uygulamaya konulan munzam karşılıkların artırılması aracından artık vazgeçildi. Çünkü hiçbir işe yaramadığı görüldü. Ardından BDDK tedbirler almak zorunda kaldı. Çünkü Merkez Bankası’nın elinde başka araç kalmadı. Ama kredi maliyetlerinin BDDK yoluyla artırılması hemen sonuç verecek bir politika değil. O zaman bir başka yol daha var.

Ekonomi yönetimi büyük bir krizin gelmekte olduğunu söylesin ve böylelikle vatandaş tasarruf etmeye yönelsin ve öyle kredi falan alıp harcamasın. Yani beklentileri kriz söylemiyle yönetelim. Bu arada enflasyon hedeflemesi konusunda zaten vazgeçmiş görünümü verildiği için ( aslında açıkça söylenmiyor) kurların yukarı gideceği de biliniyor. Daha önceleri kurlar yükselip de 1.70′lere tırmandığında satış yapan yerliler artık satmıyorlar, çünkü yönetenlerimiz “kriz geliyor” diyor. Yabancılar da zaten Merkez Bankasına güvercin diyorlar, yani “enflasyon konusunda hiç bir kaygısı olmayan” anlamına geliyor. MB zaten faizleri bu yıl artırmayacağını açıkça söylüyor ve “başka araçlarla enflasyonu önlemeye çalışıyoruz” diyor. Bu söyleme herkes gülüp geçiyor.

Ama Merkez Bankası gizli gündemini çok da iyi yönetiyor. Kurların yükselmesine seyirci kalır ve hatta bilinçli olarak kurların yükselmesine neden olacak şüpheli ortamı yaratırsanız ne olur? Yani dolaylı yollarla kurların yükselmesine sebep olursanız, İthalat pahalanır ve ihraç mallarınız ucuzlar. Bu durumda cari açık daralmaya başlar. Böylelikle yıl sonu geldiğinde, evet enflasyon biraz artmış ve hedefleri aşmış olur ama cari açık daralmış ve böylece bu ekonomik sorundan kurtulmuş olursunuz.

***

Bu yüzden dövizde pozisyon almakta fayda var. Bu gidişle kurlar daha da artacaktır. Bütün yabancı raporlarda TL’yi sat önerisi var. Ama unutmadan söyleyeyim…. Bu hafta büyük olasılıkla MB, günlük döviz alım ihalelerinin miktarını azaltacak ya da sıfırlayacaktır. Bu tür bir durumda, dolarda ve Euro’da hızlı gerileme olabilir. Fakat, bu gerilemeleri alım fırsatı olarak görmek gerekir. 19 Temmuz’da istanbul’da Merkez Bankası ile analistler toplantısı var. Bu toplantıya birçok analist ve özellikle de yabancı kurumların analistleri katılacaktır. Şu an yabancı kurumlar dövizde pozisyon almış durumdalar ve TL’de long olmak için, Temmuz ayı enflasyonunu görmek ve MB’sını duymak istiyorlar. Ayrıca Merkez Bankası’nın gecelik faiz oranları koridorunu daraltmaya başlaması da dövizin yükseliş baskısını hafifletecektir. Ama Faiz koridoru daralmasına rağmen hala kurlar artış trendindeyse, işte o zaman kurlara satış yönünde müdahale gerekir ki, eğer o noktaya gelmişsek, dolar 1.80′leri aşmış demektir. Ayrıca satış yoluyla müdahale MB’nın hiç ama hiç başvurmak istemeyeceği bir yoldur.

***

Özetlersek, Merkez Bankası bilinçli olarak kurların yukarı gitmesini istiyor. Bu yüzden ekonomi yönetiminin kriz söylemleri sıklaştı. Böylece ihracat artıp, ithalat azalacak ve sayın erdem Başçı’nın dediği gibi net ihracat büyümeye artı katkı yapacak. Sonuç olarak cari açık küçülecek. Eğer birisi “enflasyondan ne haber” derse, geçici olarak yükselmişti ama daha fazla araçla enflasyonla mücadele edeceğiz diyecekler.

Peki Merkez Bankası yanlış mı yapıyor?

Bence doğru bir kumar oynuyor. Eğer “faizlerle oynamayın” emri gelmişse, cari açığı azaltmanın en kolay yolu budur. Ama bunun en büyük yan etkisi, hedeflenenden çok daha yüksek bir enflasyona (en az yüzde 9) razı olmaktır.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.