Terör ve aydın sorumluluğu - Haber 1Haber 1

Terör ve aydın sorumluluğu

21 Mart 2016 - 14:03

ABONE OL

Son zamanlarda ülkemizde ne yazık ki terör olayları tırmanışa geçti. Özellikle de canlı bomba şeklinde cereyan eden suikastlar toplumu ciddi anlamda tedirgin etmeye başladı. Kitleler panik ve ümitsizliğe doğru sürükleniyor. En tehlikelisi bu aşamadır. Zira terörün nihai hedefi de budur zaten.

Kabul etmeliyiz ki, ortada topyekün bir savaş var. Bu saldırıya karşı durmak için de topyekün bir direnç ve seferberlik gerekiyor. Herkes bulunduğu yerde, işini en iyi şekilde yapmak suretiyle bu mücadelede yerini almak zorundadır.

Peki biz ne yapıyoruz? Herkes en kolay yolu tercih ediyor: Ümitsizlik ve başkalarını suçlama. Bunu yaparak aslında terörü yapanların oyununa gelmiş olmuyor muyuz? Özellikle de hükümeti ve devleti suçlamak en sık yapılan şey. Devletin, hükümetin, bürokrasinin yapması gereken çok önemli görev ve sorumluluklar var elbette. Ama bu, bizi sorumluluktan kurtarmaz. Ayrıca da yapısı gereği devlet her zaman güvenlikçi politikaları önceler. Yani sineklerle mücadele eder. Oysa asıl yapılması gereken, sineklerin üremesini ve yaşamasını sağlayan bataklığı kurutmaktır.

Özellikle aydınlara ve bilim dünyasına bu konuda çok önemli görevler düşüyor. Sadece eleştirmek ve birilerini göreve çağırmak en kolay iştir. Sıradan vatandaş bunu yapabilir. Çünkü onun yapabileceği çok fazla bir şey de yoktur aslında. Ama bilim camiası, ülkenin karşı karşıya olduğu her soruna gerektiği gibi teşhis koymak ve tedavi yöntemleri önermekle mükelleftir. Özellikle de sosyal bilimler alanında çalışanların bu konuda yapacakları çok büyük işler vardır. Mesela terör nereden beslenir, bir genç teröre nasıl bulaşır, bir insan nasıl olur da canlı bomba olmaya karar verir? Bütün bu soruların cevabı aranmalı ve bu konuda yetkililere, hükümete yol gösterilmeli. Ayrıca toplum bu konularda aydınlatılmalı, kurumlara, kişilere ve ailelere gerekli uyarılar yapılmalı.

Türkiye yaklaşık yarım asırdır terör belasıyla karşı karşıya. Bu süreç içinde on binlerce genç insanını teröre kurban verdi. Nice hükümetler geldi, geçti. Ama problem bir şekilde hep devam etti. Zaman içinde terörün amacı, yöntemleri, kullandığı kitle ve argümanlar belki değişti ama sonuç ve hedef değişmedi. Ülkemizin istikrarı bozuldu, ekonomisi zarar gördü ve en önemlisi insanlarımız acı çekti. Peki böylesine ciddi bir problemin çözümü konusunda bilim adamlarımız bugüne kadar ne yaptı? Hiçbir şey yapmadı, dersek abartı olmaz. Zira bu ülkede 200’e yakın üniversite var. Akademisyen sayımız 150.000’i geçmiş durumda. Bugüne kadar on binlerce doktora tezi yapıldı, binlerce uluslararası çapta bilimsel yayın gerçekleşti. Peki bunlar arasında ülkemizin sorunlarına neşter atan kaç tanesi var? Mesela terör gibi ciddi bir sorunu ele alan çalışma sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor neredeyse. Sadece ve sadece 26 çalışma yapılmış. Kimse çıkıp da bu kısırlığın ve ilgisizliğin sebebini, hesabını sormuyor. Öte yandan binlerce bilim adamı bir araya gelip terör konusunda devleti suçlayan bir bildirinin altına imza atabiliyorlar. Başkaları da çıkıp fikir özgürlüğü adına bu imzacılara destek veriyor, onların çok kutsal bir insanlık görevi yaptıklarını savunabiliyor.

Şimdi, bir fıkra ile konuyu bağlayalım. Savaş esnasında bir grup asker esir düşmüş ve düşman tarafından sorgulanıyor. Esirlerin büyük kısmı da suçsuz olduklarını iddia ediyorlar. Bunlardan biri aşçı olduğunu ve dolayısıyla savaşa bulaşmadığını söyleyince haklı bulunup kurşuna dizilmekten kurtuluyor. Bundan cesaret alan bir başkası hemen ortaya atılıyor ve “borazancıbaşı” olduğunu söyleyerek affını istiyor. Hatta müzisyen ve sanatçı oluğunu da ekleyerek düşman komutanını ikna etmeye çalışıyor. Ama komutan çok sert bir şekilde hüküm veriyor: “En büyük cezayı buna verin. Zira bütün askerleri gaza getiren kişi aslında bu”. Bizde de ne yazık ki çok sayıda “borazancıbaşı” var. Hem de her meslekten… Ama işini doğru yapan insan sayısı yok denecek kadar az. Böyle olduğu için de herkes suçu başkasına yükleyerek sorumluluktan kaçmaya çalışıyor.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.