Son günlerde Türkiye’de “İnşaat mı, sanayi mi?” diye bir tartışma başladı. Bu tartışma beni yıllar önceki öğrencilik yıllarıma götürdü. Yer:

Türkiye Eylül ayına yeni Cumhurbaşkanıyla başlayacak. Seçimler geride kalmış olacak. Türkiye, tarihinde yeni bir beyaz sayfa açacak. Peki bu sayfaya

Seçimleri seçim makinaları kazanır.Seçimler profesyonelce bir iş.Hele Cumhurbaşkanlığı seçimleri bugünkü Türkiye’de inanılmaz önemli bir iş. Amatörlüğe terkedilmemeli. Erdoğan bir uzun

Yeryüzünü etkileyen dokuz şiddetinde büyük siyasal depremler var. Bunlar nasıl başlıyor, nasıl gelişiyor, nasıl bir sonuca ulaşıyor? Siyaset Bilimi bunu

Türkiye’nin önünde iki olasılık var: Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden kimin başarılı çıkacağı bu olasılıkların hangisinin gerçekleşeceğini gösterecek. Seçimleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan

Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışması Türkiye’de yanlış zeminde, yanlış açıdan yapılıyor. Bunun nedeni belli: 2002’den bu yana Başbakan Recep Tayyip Erdoğan girdiği

Türkiye dünyada lider ülkeler arasında yer alabilir mi? Nüfusu bizden daha az olan Fransa dünyanın 5. büyük ekonomisi. Bunun ötesinde

PROF. DR. BENER KARAKARTAL’DAN ÇARPICI ANALİZ Türkiye’de tartışmalar olayların hep iki adım gerisinden gidiyor: Erdoğan Başkan olmak istiyor mu? Gül

Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Heyecan veren bir seçim. İlk kez seçmenler doğrudan Cumhurbaşkanını seçecekler. Bu Türkiye için bir fırsat. Stratejik

Tuzaklardan birisi tuzağın küçüğüydü: Bu noktada hedef Türk turizminin “altın üçgen”iydi. Barbaros Bulvarı’ndan başlayıp, Dolmabahçe ve Nişantaşı’ndan geçip, Talimhane ve

PROF.DR. BENER KARAKARTAL ANALİZ EDİYOR. Obama Suriye’yi ve Suriye’lileri seviyor mu ? 2013 Ağustosu Obama-Suriye’liler aşkının sonu ve Beşar Esad’ın

Genç bir dehanın kurduğu Carrefour çok hızla büyüyor. Yıllar içinde devleşiyor. Cirosu çok sayıda devlet bütçesini katlıyor ve 150 milyar

İki ay sonra Türkiye’de siyasi tablo nasıl olacak? Türkiye nefesini tutmuş bekliyor. Bu yerel seçimlerin bir özelliği var: neredeyse ‘’yerel”

ABD’yi kuranların kafasında bu bilinç vardı: Amerika’nın büyük olmasını istediler. Önce ülke olarak: Atlantik’ten Pasifik okyanusuna. Sonra ekonomi olarak: En

Seksen milyonluk sınırlı nüfusuna rağmen dünya ihracat şampiyonu olan Almanya, ABD ve Çin’in önünde gidiyor. Dünyanın dördüncü büyük ekonomisi ve

Profesyonel politikacıların unutmadıkları siyasetin bir numaralı bir gerçeği vardır: Seçimleri ekonomi kazandırır. Ekonomi kaybettirir… Ekonominin de bir kalp-damar yapısı var:

Sarıgül CHP’ye geri dönmüyor. Olay farklı. Gerçek ne? Sarıgül CHP ile bir “koalisyon” da buluşuyor. Her ne kadar Sarıgül’ün bir

Prof. Dr. Bener Karakartal’dan çarpıcı analiz… Türkiye’de muhalefete iktidarın yolunu beş hata tıkıyor. Bunların tümü de muhalefetin kendisinden kaynaklanıyor. Şaşırtıcı

Kamplar belirlenmişti. Uluslararası planda resmi platform Birleşmiş Milletlerdi. Güvenlik konseyinin bir tarafında üç daimi üye, ABD, Fransa ve İngiltere Esad’ın

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a iyi haber: dış politikada Türkiye’nin yalnızlığı bitiyor. Davos’da “one minute” ile başlayan Türk fırtınası Arap ve

Rifat Hisarcıklıoğlu bir kez daha TOBB Başkanı seçildi. O artık Türkiye’nin en uzun maraton koşucusu. Hisarcıklıoğlu çok uzaklardan geliyor. Haziran

“Gezi” fırtınası Mayıs-Haziran’da Türkiye’de gündemi oluşturdu. Hemen arkasından Temmuz’da da Mısır. Bu bir tesadüf mü? Bir siyaset bilimi ve uluslararası

Gezi olaylarının arkasında hangi dış güçler var? Tarih bunu açıklayacak. Ama şimdiden var olan ipuçlarını değerlendirmek lazım. Bu değerlendirmeyi gözlemler

Ekonomi ile siyasal türbülanslar arasında hiçbir ilişki yok. Tarih bunun örnekleriyle dolu. Mayıs 68. Fransa tarihinin en parlak dönemini yaşıyor.